Lazer epilasyon tıbbi bir işlemdir ve alınan sonuç cilt yapısına , kıl yapısına ve kişinin genetik özellikleri ile hormon yapısına bağlı değişiklikler göstermektedir. Bu nedenle Amerika’daki tüm tedavi yöntemlerini denetleyen FDA kuruluşu lazer epilasyonu “ Tüyleri geçici yok eden “ bir yöntem olarak belirtmiştir. Şu anda dünya üzerindeki “ Tüyleri kalıcı yok eden “ FDA’ın kabul ettiği tek işlem iğneli epilasyondur. Dolayısıyla biz de bu yöntemi tüylerde geçici azalma sağlayan bir yöntem olarak sizlere sunuyoruz. Kesinlikle bir garanti vermiyoruz. Ticari kasıtla bu konuda garanti veren kurumlara karşı da uyarıyoruz.
Bu şekilde bir garanti vermemekle beraber. Tedavi başarısının düşük olduğu durumlarda tetkiklerle araştırma yapıp bu durumun nedenini ortaya çıkarmaya çalışıyoruz ve sonuç odaklı hareket ederek hastamıza süreci kolaylaştırıcı imkanlar sunuyoruz.
Her seansta yaklaşık tüylerin tekrar çıkışlarında %10 – 20 arasında bir azalma olmaktadır. Bunun nedeni de belirli bir bölgedeki tüylerin sadece %10 – 20 ‘ sinin anajen safha dediğimiz büyüme safhasında olması ve bu dönemde lazere hassas olmalarından dolayı zarar görerek tekrar kıl oluşturmamasıdır.
Hamilelerde lazer epilasyonun etkisi üzerinde bir araştırma dünya üzerinde yapılmadığı için güvenlik nedeniyle biz hamile hastalarımıza lazer epilasyon önermiyoruz ama kadın doğum uzmanı onay verirse işlem yapabiliyoruz.
Emziren annelerde ise lazer ışığı deri üstünde kaldığından ve kana geçmediğinden rahatlıkla lazer epilasyon uygulanabilmektedir.
Lazer aslında odaklanmış , tek renkte , güçlü bir ışıktır. Lazer cihazlarının içersinde ışığı üreten özel bir lamba ve kristal vardır ve kesinlikle radyoaktif bir madde içermemektedir. Eğer böyle bir durum olsaydı çalışanlarımızın da aynı film çeken teknisyenler gibi özel kurşun yelekler giymesi gerekirdi.
Şu örnek lazerin etkisini daha kolay anlamanızı sağlayacaktır :
Güneşli bir günde siyah renkli bir elbise veya şapka giydiğimizde nasıl giysilerimiz dışardayken ısınıyorsa, kıl köklerindeki siyaha odaklanan lazer ışığı da bu yapıları ısıtarak yanmalarını sağlar. Belirli bir süre sonra ısıdan zarar görmüş kıl kökü atılır. Bu nedenle lazer ancak koyu renkli kılları etkiler açık renkli kıllara etkisi yoktur.
Görüldüğü gibi lazer aslında son teknoloji bir lamba sistemidir. Üretilen ışık camdan “fiberoptik” bir kablo ile cihazdan cildinize taşınır ve özel lenslerle odaklanarak hava soğutmasıyla soğutulan cilde düşürülür.
Alexandrite sistemleri kıla özellikle odaklı çalıştığı için kıl doğrudan yanar ve buharlaşarak ortadan kalkar. Hastalarımız seanstan sonra tamamen kıllardan arınmış olarak seanstan çıkar.
Açık tenli hastalarımızda lazer epilasyon tedavisi çok daha rahat ve güvenli şekilde yüksek enerji seviyelerinde uygulanabilmektedir. Açık ten yapısına sahip hastalarımızda yan etki oluşma ihtimali de çok daha düşüktür.
Koyu tenli hastalarımızda ise yan etki oluşma ihtimali biraz daha yüksek olsa da cilt analiz cihazı kullanarak bu riski en aza indirgiyoruz. Ayrıca oluşan reaksiyonlarda dermatoloğumuzun önerileriyle çok daha kısa bir sürede iyileşiyor. Bu cilt yapısına sahip hastalarımızın seans sayısı uzayabiliyor ve tedavi etkinliği daha az olabiliyor. Eğer alexandrite sistemine uygun olmayan bir cilt yapınız var ise sizi ND-YAG sistemine sahip bir merkeze yönlendiriyoruz. ND-YAG sistemine sahip lazerler bronzlaşmış ten yapısında da uygulanabiliyor ama alexandrite lazerlere göre daha ağrılı ve etkinlikleri biraz daha düşüktür.
Ayva tüyleri ince ve renkten yoksun beyaz tüylerdir. Lazer sisteminin kılı yakması için de kılın mutlaka koyu renkte olması gerekir. Kıl lazeri çeker ısınır ve yanar. Eğer avya tüyünde olduğu gibi kılda renk yoksa lazer başarılı olmaz sadece üstteki tüyleri temizleyebilir ama derinlere ulaşmaz.
Kalıcı azalma yapmadığı gibi ayrıca tüyleri tetiklerek kalınlaşmalarına neden olur. Bu nedenle kişi ince beyaz tüylerle uğraşırken bir anda kendini uzun ince siyah tüylerle uğraşırken bulur. Bize başvuran ayva tüyüne sahip hastalarımızı bu nedenden dolayı iğneli epilasyon için yönlendirmekteyiz.
Elde edebileceğiniz başarıyı önceden tahmin etmek olanaksızdır. Sadece söyleyebileceğimiz eğer açık ten ve kalın kıl yapısına sahipseniz lazer epilasyon yöntemi için ideal cilt yapısına sahip olduğunuz ve iyi bir sonuç alacağınızdır.
Biz senelerdir hastane içersinde ve dermatolog kontrolünde işlem yapan bir merkez olduğumuz için güven ve doğru bilgiyi aktarmak bizim için çok önemli. Ten ve kıl yapısı iyi olan hastalarımız %80’e kadar varan tedavi başarısı gösterebilmektedir. Ama bazen herşeyin mükemmel olması gereken hastalarımız istenilen başarıya ulaşamamaktadır.
Eğer böyle bir senaryo gerçekleşmişse dermatoloğumuz Dr. Sertaç Sever devreye girip durumu araştırır ve hastamız için en iyi takip ve tedavi sürecini belirler.
Deri hastalığının durumuna göre dermatoloğumuz tarafından değerlendirilme yapılarak hastalarımıza lazer epilasyon uygulanabilmektedir.
Sedef hastalığında eğer lazer epilasyona bağlı reaksiyon gelişirse o bölgede sedef çıkma ihtimali vardır.
Vitiligo hastalığı dermatoloğumuz Dr. Sertaç Sever’in özel ilgi alanı olup vitiligo kıl köklerindeki yedek pigment hücrelerinden iyileştiği için özellikle vitiligolu bölgelere lazer epilasyon önermemektedir. Yine eğer lazere bağlı cilt reaksiyonu gelişirse o bölgede vitiligo ortaya çıkma ihtimali düşük de olsa vardır.
Toplumda daha sık görülen el ve ayak egzamalarında lazer epilasyon rahatlıkla uygulanabilir.
Vücuttaki dövmeler lazer ışığından etkilenebilir veya üzerindeki cildin ısınmasına bağlı cilt reaksiyonu gelişebilir. Bu nedenle seans esnasında dövmeli bölge kapatılarak işlem uygulanır. Dolayısıyla bu bölgedeki kıl ve tüyler lazer epilasyondan etkilenmeyecektir.
İğneli epilasyonda uygulayıcı ince bir iğneyi kılın kök kısmına yerleştirerek zayıf bir elektrik akımı verir ve kökü yakar. Kökü yanan kıl kolayca cımbız yardımıyla çekilir. İğneli epilasyonda tek tek her kıla bu işlem uygulanır. Bu nedenle daha çok zaman alır ve yakılan köklerin iyileşmesi 1 hafta – 10 günü bulabilir. Bu bölgeler sivilce gibi gözükürler. Bazen iğneli epilasyon bölgesinde kalıcı çukurluk ve lekelenme oluşabilir. Lazer epilasyona göre daha ağrılı ve zahmetli bir işlem olmasına karşın kılın ince veya beyaz renkte olması fark etmez. Şu anda kabul edilen kalıcı epilasyon sağlayan tek işlemdir. Özellikle az sayıdaki yüz tüylerinde veya lazer epilasyondan sonra kalan ince tüylerde tercih ediyor ve yönlendirme yapıyoruz ama geniş alanlarda uygulanması hem zaman alıcı hem de ağrı açısından hasta için çok zordur.
Bu nedenle lazer epilasyon geniş alanlarda uygun cilt ve kıl yapısındaki şu andaki dünya üzerindeki en iyi epilasyon seçeneğidir. İğneli epilasyondan farkı sadece açık renkli ve ince kıllarda etkisiz olması ve bazen etkisinin geçici olup seanslar bittikten sonra kişiden kişiye değişmekle beraber kılların tekrar çıkabilmesidir. Fakat lazer epilasyon kalıcı bir iz veya leke bırakmaz işlemden sonra hafif birkaç gün geçen kızarıklıklar dışında kişiyi etkileyen bir iyileşme süreci olmaz